CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 

İktidar ve muhalefet arasında yaşanan başörtüsü tartışmalarına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Ben Erdoğan'dan 2021'in ilk gününde vatandaşlarına sıcak, sevgi dolu mesaj vermesini beklerdim. Ama bir televizyon programındaki tartışmadan yola çıkarak CHP'yi tekrar başörtüsü üzerinden suçlaması akıl alacak şey değil." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yeni bir yıla girmişiz, insanlara hiç değilse sevgiden, saygıdan söz et. İnsanlar bir dert ortamı içindeler, pandemi var, ekonomik sıkıntılar var, CHP'yi suçluyor. Nedeni şu, Erdoğan gündem yaratamıyor. Bütün hayatı CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu. Nasıl ben Kılıçdaroğlu'nu zor durumda bırakırım. Ben yeri geldiğinde CHP'yi de geçmişteki bazı uygulamaları nedeniyle eleştiren biriyim. İnsanlar hata yapabilirler, kurumların da eksiği, yanlışı olabilir. Ama artık 21. yüzyılda başörtüsü sorununu gündeme getirip, 'Bak Bay Kemal konuşmadı, halbuki ben konuştum.' Oradaki sorun şu, bizim konuşmalarımızı havuz medyası vermediği için benim hiç konuşmadığımı sanıyor. Oysa ben konuştum, düşüncemi açıkladım. Üstelik bu düşünce yeni bir düşünce değil. Bu tartışma artık Türkiye'nin gündeminden çıkmalı. Yok böyle bir tartışma. Kadının kılık kıyafetiyle uğraşmak diye bir şey olmamalı Türkiye'nin gündeminde. Kadınlar arzu ettikleri gibi giyinebilirler, arzu ettikleri gibi rahatça gezebilirler. Siyasetçi olarak bizim görevimiz herkese saygı duymaktır. 'Vitrin mankeni' diye daha ağır bir şey söyledi. Çıkıp özür dilemesi lazım bütün kadınlardan. Başı açık, kapalı bütün kadınlardan özür dilemesi lazım. Hiçbir kadın vitrin süsü, vitrin konusu falan değildir. Olmamalıdır, olamaz da zaten."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sembolik olarak CHP'nin başörtülülere yer verdiği" yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hiç de sembolik değil, inanın o kadar çok kişi var ki. Erdoğan sadece adalet yürüyüşüne baksaydı o bile başlı başına... Erdoğan, vaizelerle toplantı yapmamıştır ama bu kardeşiniz vaizelerle de toplantı yapmıştır. Biz bunları alıp siyasete malzeme yapmıyoruz. Ben şov için yapmıyorum. Başörtüsü bizim geleneksel olarak da inanç nedeniyle de taktığımız bir şey. Kırda da takarız, kente de takarız. İnsanların kendi tarzıdır, benim görevim onlara saygı duymaktır. Bu siyasetin alanının dışındaki bir konu. Bu kapanmış bir konudur. Şu ana kadar da aslında samimi söylemek gerekirse boşuna tartışıyoruz. Neden? Ben senin giyimine, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı duyuyorum. Eğer bu değerler üzerinden biri ötekileştiriyorsa gel bana haber ver, beraber yürüyeceğiz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine "dostlarıyla beraber iktidara geldiklerinde" hiç kimsenin kimliğiyle ve yaşam tarzıyla uğraşmayacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Burada hakim, savcı, polis her kurumda bunları görecekler. Başörtülü savcı, polis olamazmış, böyle bir şey var mı? Hangi kuruma hangi şartlarda gelinir bellidir, bunlar çok daha şeyler görecekler?" sözleri sorulan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın kendi hayal dünyasında yarattığı bir Türkiye olduğunu ve halktan koptuğunu anlattı.