Fatma''ları ve diğerlerini nerede kaybettiğimizi çok güzel anlatan bir şiiri var Mehmet Akif Ersoy''un.

Şu Ayet-i Kerime not düşülmüş başına: "Siz iyiliği tavsiye eder, kötülükten sakındırır, Allah''a inanır olduğunuzdan, insanların hayr için meydana çıkarılmış en hayırlı bir milletsiniz..." (Al-i İmrân Suresi 110. Ayet''in ilk yarısı).

Mısraların dili biraz farklı ama anlattığı şey adresi ne güzel tarif ediyor;

Kimseler görmez! Gören sersem de Allah''tan bilir!

Sonra, şâyet şahsının incinse, hatta, bir tüyü:

Yer yıkılmış zanneder seyr eyleyen gümbürtüyü!

Hep söylüyorum, haksızlıklara sessiz kalmak haksızlıkların yaygınlaşmasına vesile olmaktır. Fatmalar bugün sokaklardaysa bunun nedeni de düzensizliklere duyarsızlıktır herhalde.

Bir insanın tükeniş öyküsünü yazarken aslında vurgulamak istediğim bu ülkenin hergeçengün daha fazla bunaltan sistemsizliğiydi.

Sokakta donmak üzereyken karşılaştığım Fatma Hanım''ın Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi''ne yatış işlemlerini yaptıktan bir süre sonra kendisini 3 genç hanımla, ziyaret edip bazı ihtiyaçlarını imkânlar dahilinde çözmüştük. İşlerimin yoğunlaşması yüzünden 10 gün kadar bir süre Fatma Hanımla ilgilenemedim. Ama Hastanedeki yetkililerle Fatma''nın en azından çıkarılırken haberimin olması yolunda anlaştığım için içim rahattı. Kayıtlarda Fatma Hanım''ın Sosyal desteğini üstlendiğime dair bilgi bulunmasına rağmen hastamın bana bilgi verilmeden taburcu edildiğini öğrendiğimde beynimden vurulmuşa döndüm. Geçtiğimiz Salı günü yayınlanan yazımın sonunda gündeme getirdiğim "Hasta bir kadını karda-kışta-gecede banklara mahkum eden sistemsizlik nasıl çözülür?" sorusuna cevabı birlikte arayacağımızı belirtmiştim. İnşallah bu yazım, uzun süre tedavi gerektiren şizofreni vakalarını sokakta saçı-başı birbirine karışmış vaziyette insan onuruna yakışmayacak şekilde ölüme terkeden eksiklerin giderilmesi yolunda ilgililerin harekete geçmesine vesile olur.

Söylemiştim; Fatma''yı, günümüzün karanlıklarının bile gölgelemeyi başaramadığı Eyüp Sultan''ın güzel zamanlardan kopup gelen sokaklarında bulacağıma emindim. Önce Eyüp Merkez Karakolu''nu, oradan da Fatma''yla ilgilenen taksi durağını aradığımda adres konusunda yanılmadığımı anladım. İçimden hemen koşup gitmek geldi yanına ama önce prosedürü halletmem gerekiyordu. Cumartesi yetkililerin tatil günüydü ama Sağlık Bakanlığı''nın Basın Müşaviri Leyla Karahan Hız''a cep telefonundan ulaştım. Nöbetçi olan İl Sağlık Müdür Yardımcısı Mahmut AKMAN Fatma''nın tekrar Hastaneye alınması yönünde ilgili birimlerle gerekli talimatları verdikten sonra Eyüp Sultan''ın yolunu tuttum.

Eyüp Sultan Camii''nin Fatma''ya mekan olan bankına yaklaştığımda Fatma''yı hastaneye yatırmadan önce gördüğüm halinden daha perişan bir durumda buldum. Üstelik bu sefer üstünde battaniye de yoktu. İncecik bir hırkanın altına gizlenmişti yaşlı ve hasta kadın. Etraftaki kalabalığın canlı görüntüsüne inat, kalabalığın içinde kimsesiz... sessiz... yatıyordu Fatma. Öylesine bitkindi ki bankın sert tahtaları bile dokunmuyordu besbelli.

Usulca uyandırdım... Titremelerle sarsılan vücudunu son bir güçle, ayakkabısız kalmış ayaklarına yükledi ve doğruldu... Ambulans geldiğinde yine ilk uğrak yerimiz artık dost olduğumuz Eyüp Merkez Karakolu''ydu. Bu seferki tesbit tutanağında geçenler daha acıklı bir durumu anlatıyordu. 112 Hızır Acil Servisi''nin ambulansıyla birlikte Fatma''yı yeniden hastaneye götürdük. İşlemler gece dokuzda tamamlandığında koğuşta vedalaşma vaktiydi.

Fatma Hanım yüzüme baktı... Gözlerindeki ifade bıkkınlığını açıklıyorken tek sözünü orada söyledi;

"Beni evine götür"

Fatma''ya bunun imkansızlığını, yasaların bana böyle bir hak tanımadığını anlatmaya çalıştım. Anladı mı bilmiyorum...

Hastane Başhekimi Arif Verimli, Başhekim Yardımcısı Latif Alpkan ve Servis Yetkilileri Fatma Hanım benden habersiz çıkarılmayacağına dair söz verdiler. İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı da Fatma Hanım''ın rahatı için devrede.

Ancak "Fatma Hanım tekrar sokaklara düşer mi?" korkusunu yaşamamak için kesin bir çözümün bulunması gerekiyor.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü yetkililerini aradım. Bu tür insanları barındırmak için Adapazarı''nda kurulan merkezin depremde yıkıldığını Ankara Saray''da bulunan bir merkezin de kapasite üstü çalıştığını söylüyorlar. Ama yetkililer kimlik problemi olan Fatma Hanım''ın durumunu bir dilekçeyle bildirdiğim takdirde çare araştıracaklarını belirttiler. İyi ki elimde Karakoldan aldığım durum tesbit tutanakları, bu köşe yazıları ve hastaneye yatış evrakları var. Bunlar Fatma Hanım''ın kimlik sorununu çözmez ama başını sokacağı bir yer bulmak için inşallah işe yarar.

İnsanların tükenmeye terkedilecek kadar ucuz olmaması dileğiyle...
18 Şubat 2000 tarihli yazımın linki şu: https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasibenisa/fatmayi-tuketen-sistemsizlik-47218