Sokak çocukları ve tüketici hakları konulu dava Anayasa Mahkemesine taşınıyor

Devlet Memuru Suzan ÇELİK'in hukuk mücadelesi sürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine ilk davasını Zabıta'da kurduğu Tüketici Bürosu'nun başından gerekçesiz alınınca açmış ve kazanmıştı. Ardından kendisine sokak çocukları için proje yürütme görevi tevdi edildi. O bu kapsamda tarihte fakir ve yetim çocuklar için kullanılmış sıbyan mektebi binalarının projeye tahsisini istedi diye Mezbaha'ya sürgün edildi. Karşı çıktığı Piyerloti ihalesi ile bu bina özel bir şirkete ihale edildi. Suzan ÇELİK işin peşini bırakmadı ve ikinci davasını da kazandı. Davaların gereği yerine getirilmedi ve Suzan ÇELİK müdürlük müdürlük dolaştırıldı. Son olarak Ekrem İMAMOĞLU'ndan görevlerinin başına iade edilmesini isteyen Suzan ÇELİK'in dilekçesine olumsuz cevap verildi. Bunun üzerine Bölge İdare Mahkemesi'ne giden Suzan ÇELİK burada da umduğunu bulamadı. Son olarak Mahkeme istinaf başvurusunu REDDETTİ. Hem de temyiz yolu kapalı olmak üzere ve kesin olarak.. Şimdi Suzan ÇELİK Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolu ile tazminat talebinde bulunacak.


Sokak çocukları ve tüketici hakları konulu davada RED KARARI!

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdare Dava Dairesi Site Adminimiz Suzan ÇELİK'in sokak çocukları ve tüketici hakları konulu görevlerine ilişkin istinaf başvurusunu REDDETTİ! Hem de temyiz yolu kapalı olmak üzere ve kesin olarak.. Suzan ÇELİK konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi; "Şimdi Adalet Bakanlığı kanalıyla Danıştay'dan 'Kanun yararına bozma kararı' istemem gerekiyor. TAKİBİNİ YAPACAĞIM." Karar yazısı ve Suzan ÇELİK'in Mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesi haber içeriğindedir. Lutfen tıklayın.


MAHKEME KENDİ KARARINI GÖRMEDİ!

Suzan Çelik İdare Mahkemesi'nin sokak çocukları ve tüketici hakları konulu görevlerine iadesine ilişkin talepleri hakkında red kararına itiraz etti İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2020/466 Esas ve 2020/1392 karar no ile vermiş olduğu kararına itiraz eden Suzan Çelik kararın, İdare’nin yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın atama işlemlerinde kamu yararı gözetmesi gerekliliği ilkesini göz ardı ettiğini belirtti. İtiraz metninde özetle şu ifadeler yer alıyor; "Maaş, aylık gibi hususlar her ne kadar önemli olsa da sokak çocukları ve tüketici hakları gibi insan haklarıyla ilintili iki önemli konuda hizmetlerim akamete uğramıştır ve bunun telafisi gerekmektedir. Yaşanan mağduriyetleri mahkeme kararında ifade edildiği gibi “bu, İdare’nin atamada takdir yetkisidir” diye izah etmek mümkün değildir. Kaldı ki İdare’nin mahkeme kararlarını uygulama zorunluluğu vardır, sokak çocukları ve tüketici hakları konulu görevlerime iademe ilişkin mahkeme kararları mevcuttur ve bu kararların uygulanmasından ısrarla kaçınılmaktadır. Bahse konu kararda ayrıca davanın özeti zikredilirken de benim eski görevlerimle ilgili sıradan bir birim emrine atanmak istediğim ileri sürülmüştür. Oysa ben mahkeme kararları olur ve onay belgelerinin ifade ettiği eski görevlerime iade olunmak istemekteydim."


Site adminimiz Suzan Çelik İdare Mahkemesi'nin red kararına itiraz etti

İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nin 2020/466 Esas ve 2020/1392 karar no ile vermiş olduğu kararına itiraz eden Suzan Çelik kararın İdare’nin (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı) atama işlemlerinde kamu yararı gözetmesi gerekliliği ilkesini göz ardı ettiğini belirtti. İtiraz metninde özetle şu ifadeler yer alıyor; "Maaş, aylık gibi hususlar her ne kadar önemli olsa da sokak çocukları ve tüketici hakları gibi insan haklarıyla ilintili iki önemli konuda hizmetlerim akamete uğramıştır ve bunun telafisi gerekmektedir. Yaşanan mağduriyetleri “bu, İdare’nin atamada takdir yetkisidir” diye izah etmek mümkün değildir. Kaldı ki İdare’nin mahkeme kararlarını uygulama zorunluluğu vardır, sokak çocukları ve tüketici hakları konulu görevlerime iademe ilişkin mahkeme kararları mevcuttur ve bu kararların uygulanmasından ısrarla kaçınılmaktadır. Bahse konu kararda ayrıca davanın özeti zikredilirken de benim eski görevlerimle ilgili sıradan bir birim emrine atanmak istediğim ileri sürülmüştür. Oysa ben mahkeme kararları olur ve onay belgelerinin ifade ettiği eski görevlerime iade olunmak istemekteydim."





Başkanım ben hala SABREDİYORUM

“Sabır” demiştiniz, “sabret..” “Sabır en büyük hazinedir.” Aynı gün Belediye’den ayrıldınız Yusufiye’ye gittiniz ben de sürgüne Siz sonunda “Mısır’a sultan” oldunuz Ben ise müdürlük müdürlük kovuldum Tartı dedim, çocuklar dedim sürüldüm Çok dava kazandım ama nafile.. Şifa'nın sürgün şiiri ve ilgili video için tıklayın


28 Şubatta ben

Zabıta’nın başörtülü ilk üst düzey memuruydum Müdür konumum gereği sürekli göz önündeydim ..Pek tabii ki basın mensuplarının ilgisini bekledim Ancak onlardan biri tören boyunca ilgisini Büro’nun açılışına değil bana yöneltti Yüzüme yüzüme flaş patlatıyor, adeta taciz ediyordu Hürriyet Gazetesinin bu tavrını yine de hayra yorduk Ertesi gün gazeteyi aldık ve asıl gerçeği gördük; Hürriyet Gazetesi büronun açılışını haber yapmamıştı O sadece Manşetten şu başlığı atmıştı; Tayyip’in Türbanlı Zabıta Memurları..